Miyase Sertbarut

Edebiyat Şatafat Değil, Samimiyet Demektir

sozcu.com.tr 9 Aralık 2019, Özkan Saçkan

‘Edebiyat şatafat değil, samimiyet demektir’
 
“Ünsüz Youtuber” efsanesi ile çocukların gönlüne taht kuran usta yazar Miyase Sertbarut ile Altın Kitaplardan çıkan kitabı hakkında söyleşi yaptık.

Merhabalar Miyase Hanım, biraz kendinizden bahseder misiniz?

Merhaba, yaklaşık otuz yıldır yazıyorum, başlangıçta radyo oyunları, derken yoğun biçimde çocuk edebiyatı hayatımı biçimlendirdi. Çocuklar ve gençler için yazmanın heyecanı başka hiçbir şeyde yok. Çünkü insan sürekli yenilikle baş başa kalıyor. Hiçbir çocuk “Bizim zamanımızda…” diye geçmişi özlemez, övmez; çünkü onlar için zaman “şimdi”dir. Ben de kitaplarımda ‘şimdi'nin tadına varıyorum. Çocuklardan çok şey öğrendim, umarım öğrenmeye devam ederim.

Her yaştan okurun ilgisini çekmeyi başarıyorsunuz. Bu konuda genç yazarlara tavsiyeleriniz neler?

Bana göre kurgu inandırıcı olmalı, dünyanın en fantastik kurgusunu da yapsan okuyucu, kendini bir gerçekliğin içinde bulmalı. Bunu sağlamanın yolu sanırım yazdıklarına senin de inanıyor olmandan geçer. Bir şeye inanıyorsan onu samimi anlatırsın. İnanmadığın hiçbir şeyi savunamazsın. Edebiyat şatafat değil, samimiyet demektir. Karakterler kukla değil, senin benim gibi insandır. Bu yüzden insanı anlatırken eksilerini görmezden gelemezsin. Böyle bakıldığı sürece iyi şeyler yazmak mümkün. Yazarlık insanın kendini keşif süreci, gençler yazar olmaya heves etmişse yazmaya başlamalı, yüzücü olmak isteyen biri için suya girmek nasıl bir zorunluluksa, yazar olmak için de yazının içine girmek gerekli. Kimse tam olarak bunun reçetesini veremez.

Gerçekten çok akıcı bir diliniz ve ilgi çekici bir mizahınız var. Peki, Miyase Sertbarut bugünlere gelene dek hangi yazarları çok sevdi, hangi kitapları elinden bırakamadı?

Usta yazarlar da okudum, abur cubur da okudum. Akıcı dili, şiirlerden kazanmış olabilirim. Üniversite yıllarımda iştahla Attila İlhan, Edip Cansever, Cemal Süreya ve daha pek şairden az sözle çok şey anlatabilmeyi, dilin inceliğini ve derinliğini sezmiş olabilirim, ama o şiirleri bir şey öğrenmek için değil, sevdiğim için okurdum. Mizahı ise her yerde bol miktarda bulmak mümkün, pazara çıktığımda pazarcıdan, bir okula davet edildiğimde öğrencilerden, televizyonu açtığımda bir haberden görmek kolay. Hayatta her şey var, trajediden mizaha çok geniş bir yelpaze, bir şey yapmak istediğimde o parçacıkları birbiriyle uyumlu şekilde yan yana getiriyorum ve yeni bir hayat elde ediyorum.

Kitaplarınız genel olarak kaç yaş grubuna hitap ediyor?

Her yaş grubuna göre yazdığım kitaplar var ama ben daha çok 10 yaş ve üzeri için yazmayı seviyorum, çünkü onlara her şeyi anlatabilirim, kendimi özgür hissederim, sözcüklerimi daha rahat seçebilirim, daha karmaşık kurgularla ilerleme şansı yakalayabilirim.

                       

“Ünsüz Youtuber” çok ses getirdi. Bu kitabı yazmaya nasıl karar verdiniz?

Okul söyleşilerine gittiğim zamanlarda çocuklardan “YouTuber’lık” diye bir şey olduğunu duymaya başlamıştım. Ayrıca öğretmenler de çocukların bu platformda çok zaman geçirdiğini, kitap okumak yerine boş gevezelikler içeren videolar izlediklerini söyleyip yakınıyorlardı. O zaman merak ettim, ne vardı bu ortamda? Çocukları heyecanlandıran, oraya bağlayan şey neydi? Epeyce YouTuber videosu izledim, diğer izleyicilerin yorumlarını okudum. Sonra düşündüm, acaba onları bu platformdan çıkarıp bir kitabın içine dahil edebilir miydim? Böylece Ezgi karakteri oluştu, üslup oluştu ve aslında YouTube övgüsü değil, kısmen YouTube eleştirisi de oluştu. Kitap, çocuklardan inanılmaz bir ilgi gördü ve bu çağın çocuğuna, okumaya hiç ilgi göstermeyene bile “okuma aşısı” yaptı diye düşünüyorum. Yani yanlış bir ortamı, doğru bir amaç için kullandım.

“Ünsüz YouTuber”ın devamı “Troller” yeni çıktı. Okurlarınızdan gelen geri dönüşler nasıl?

Muhteşem! Zaten on yaş ve üzeri okuduğu için onlar interneti rahat kullanıyor ve oradan bana yazıyorlar. Troller de çocukların ısrarlı mesajlarının sonucunda ortaya çıktı. Çoğu “İlk defa severek bir kitap okudum, n'olur devamı olsun” benzeri mesajlar yolluyorlardı. Benim genel amacım da çocukların, gençlerin kitaba, okumaya karşı sempatilerini çoğaltmak. Ünsüz Youtuberın Günlüğü bunu başardı.

                   

Ufukta yeni bir proje var mı?

Yazma tutkusu benim için tüm ilaçlara dirençli bir virüs, bu virüsü seviyorum, okuma tutkusunu da bütün çocuklara bulaştırma gibi bir hedefim, hevesim var. Yani, ufukta yazılması gereken pek çok kitap projesi var. Hepsi birden üzerime geliyor, sıraya koymaya çalışıyorum.

 

Kategoriler